03:56, 08 Aralık 2024 Pazar



Ana Sayfa > Enformasyonizm > Enformativite |

“Internet of Things (IoT) / Nesnelerin İnterneti”

Yapay Zeka “Internet of Things”ten “Conversation of Things”e doğru evriliyor. İnsanlık için bilgi aktarımının bittiğini mi göreceğiz ve bu büyük yükü tamamen nesnelere mi devredeceğiz? Maymunlar Cehennemi’ni yaşamayabiliriz ama Yapay Zeka Cehennemi’ni yaşayabilir miyiz?

Internet of Things IoT Nesnelerin İnterneti

Yapay zeka hayatımızı kolaylaştırmak için mi geliştiriliyor? Tüm icatlar, tüm yeni fikirler bizleri daha rahat bir yaşama kavuşturmak için bulundu. Yapay Zeka bile insanlığı birçok sıkıntıdan kurtarmak için var. Bazen yüzyılımızın sorunu olan yalnızlaşan insana bir dost olarak görünmekte bazen de randevularımızı ayarlayıp bizim için rezervasyon yapan bir sanal sekreter olmakta. Yapılmakta olanlarla birlikte yapılacakları da sıralarsak Yapay Zeka’nın üstlendiği işler sayfalar dolusu olur.

Yapay Zeka’nın tek bir alan için geliştirilmediğini bilmemiz gerekir; hangi iş dalında olduğunuzun önemi yok ve sadece, hizmet sektörüne de ait olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Eğer sınırlarla tanımlanan dünyamıza sınırlarla bakarsak Yapay Zeka’nın ehemmiyetini kavrayamayacağımız gibi Yapay Zeka’nın insanlık için bir felaket olacağı düşüncesini de sahipleniriz. Burada parantez açıp Yapay Zeka’nın felaket olacağını savunan Stephen Hawking gibi bazı bilim adamlarının endişelerinin nedenini Yapay Zeka’nın değil onlara hakim olacak gücün yapabilecekleri olduklarına dikkat çekmek istediklerini düşünüyorum.

Yapay Zeka’nın öne çıkmasının tek nedeni ihtiyaçtır. Hiçbir teknolojik gelişme indi olarak çıkmamıştır. Yapay Zeka ise robotik sistemlerin gelişmesiyle birlikte gündeme gelmiş olsa da popülaritesinin asıl nedeni Big Data (Büyük Veri) olarak adlandırılan bilgi yığınını analizler ışığında yorumlamaktır. Elbette daha öncesi var ama sonradan ortaya çıkan teknolojik gelişimin Yapay Zeka’yı oluşturacak dinamo taşları olduğu bilinmiyordu.

Her yeni gelişim yeni sorunların doğmasına neden olmuştu; ve bu sorunlar insanların tek başına üstünden kalkamayacağı kadar çok fazlaydı. Zamanla sorunların Yapay Zeka ile aşılabileceği inancı yaygınlaşmaya başlandı. Yapay Zeka altın çağına mı girmişti? Bu inancın ortaya çıkmasının sebebi sadece sorunların büyüklüğü değildi aynı zamanda insanlık, geçmişte kalan hayali Yapay Zeka’nın yapılabileceğine bu zamanki kadar inanmamıştı.

 

Enformasyon Her Çağda Önemini Hissettirmiştir

Kötülük bilgiyle gelir. Aynı şekilde bir şeyi başarıp başaramamak da bilgi ile gelir. Bu bir paradoks olmasına rağmen, insanlığın diğer canlılardan öne geçmesinin asıl sebebi, kurmuş oldukları bildirişim (enformasyon) ağıdır. Eğer hayvanlar kazandıkları deneyimlerini diğer canlılara aktarabilmiş olsaydı filmlerde görmüş olduğumuz Maymunlar Cehennemi sahnesini yaşamamız an meselesi olurdu. Canlılardan böyle bir aktarım görülmediği için insanlar, mücadelesini diğer olarak adlandırdığı insanlarla yapar.

Diğerlerinin önüne geçmek için güçlü bir enformasyon ağına ihtiyaç vardır; büyük bir veri ve bununla birlikte sağlıklı yorumlar elzemdir. Dünya tarihine baktığımız zaman enformasyonun, sonucunda analizin, istatistiğin ne kadar önemli olduğunu görebiliyoruz. Osmanlı, telgrafı kullanmaya karar verdiği zaman kendi alfabesi ile değil batının kullanmış olduğu Latin harfler ile çalışmaya başlamasıyla kendi çöküşünü hızlandırmıştır. Naziler enformasyonun önemini bildiklerinden savaşa başlamadan önce büyük veri olarak adlandırılacak şekilde bilgiler topladılar, sonra o bilgiler ışığında tehdit oluşturacak unsurları ortadan kaldırmakla birlikte, ilerisi için yapılabilecek hamleleri gördüler. Enigma gibi kırılamayacak haberleşme sistemleri geliştirdiler. (Fakat Alan Turing tarafından deşifre edilebilmiştir.)

Günümüzde verilerin toplanması eskiye göre kolaylaştı ve hızlandı; hiçbir çağda olmadığı kadar bugün, çok fazla bilginin toplanması sağlandı (ve bu süreç hâlâ devam ediyor). Şimdilerde dünyamız Enformasyon Çağı’nı yaşıyor. Bunun ne büyük bir nimet olduğundan söz edilerek gözleri boyanan herkesi internet ağına katıp oluşumun bir parçasına dönüştürdüler.

Başarılı şekilde işleyen bir enformasyon tek başına yeterli değildi. Enformasyon ile gelen verilerin doğru şekilde yorumlanması da gerekiyordu. Facebook, Twitter, Instagram, Linkedin gibi sosyal medya ağları ile birlikte toplanan veriler, öncelikle tasnif edilmeli. Tasnifin, sadece belli maddeler ile değil diğer çarpanlar (örneğin yaş, cinsiyet, millet, inanç vb.) ile birlikte düşünülerek, bir çeşit asimetrik olarak dizilmesi gerekiyor. Toplanan ve doğru bir şekilde dizilimi yapılan bu verilerin grafikler ışığında yorumlanması da kolaylaştı. Ama söz edilen veri birkaç dosyadan oluşmuyor ya da küçük bir topluluktan elde edilen parçalardan dizilmiyor. Orta ölçekli bir alışveriş sitesinin müşteri portföyünden öte çok büyük verilerden söz ediyoruz. Facebook gibi saniyeler içinde milyonlarca verinin eklenmesiyle büyüyen Big Data’dan söz ediyoruz. Google gibi saniyeler içinde milyarlarca veriye erişmesinden söz ediyoruz. Güçlü bir Yapay Zeka hızlı bir işlemciye sahip bilgisayarlarla kısa süre içerisinde istenilen bilgileri dökebilir. Google olsun, Facebook ya da Twitter gibi Big Data ile çalışan firmalar olsun hepsinin tek sorunu elde edilen kaynakların doğru şekilde doğru kişilere yönlendirilmesini sağlamak.

Her şeyin ihtiyaçtan başladığını söylemiştim. Yapay Zeka’nın görünen ilk kıvılcımları basit e-ticaret siteleri tarafından geliştirildi. Daha sonra bu işin önderliğini Facebook başarılı şekilde yaptı. Google'ın kişiye, kitleye özel arama sonuçlarını göstermesiyle Yapay Zeka’nın tekrar gündeme gelmesi kaçınılmaz oldu. Birbirleriyle yarışırcasına geliştirilen Yapay Zeka her geçen gün büyüyor ve akıllanıyor. Şimdi Yapay Zeka’dan daha az korkuyoruz. İşin asıl felaket kısmı Yapay Zeka’yla daha fazla vakit geçiriyor olmamızdır.

İşin felsefesini yapmayacağım ama Yapay Zeka’yı kendi bünyelerine katan her şirket büyüyecek, her devlet etkisini artıracaktır. Yapay Zeka’nın dahil olduğu herhangi bir işletme, kurum minimize edilmiş hatalar ile sorunsuz işleyiş imkanına erişecek. Zaman tasarrufu sağlayacak, kaliteli hizmete ulaşacak. Her yeni teknolojinin ilerleyişi sancılı olacaktır. Hiçbir teknoloji sorunsuz şekilde başlamadan insanların hayatında yer edinmedi. Çamaşır makinası ilk çıktığında pek çok ev kazalarına neden olmuştu. Yapay Zeka kazalarının çıkması ya da başarısının düşmesi teknolojinin atıl olduğunu göstermez. Nitekim, Deep Blue’nun elde ettiği kısmi başarısını AlphaGo zirveye taşıyabilmiştir.

 

Yapay Zeka Hafızası: Big Data

Yapay Zeka’nın kazandığı kabiliyetlerin enformasyon ile elde edilen Big Data'ya dayandığını atlamamak gerekiyor. Yapay Zeka, kaynağında Data olmadan hiçbir şeydir. Data, yani verinin toplanması basitleşti. Her birey gönüllü veri kayıtçısı olduğu andan itibaren veri sorunu ortadan kalkmıştı. Fakat verinin tasnif edilmesi, kısmen bu gönüllü veri kayıtçıları eliyle yapılsa dahi eksik kalmakta. İşte, burada Yapay Zeka devreye girerek gelen her bir veriyi doğru bir şekilde tanımlayarak sınıflandırması, etiketlemesi, gruplandırması gerekiyor. Tanımlama bittikten sonra raporlama işlemleri basitleşiyor. Eğer tasnif işlemi birebir eşleştirme ile yapılırsa hatalı ve yetersiz sonuçların çıkması olasıdır. Eşitlemeden ziyade varsayımlarla (yüzde dilimlerle) yapılan tasnifler, kesin sonuçlar olmazsa bile doğruya en yakın sonuçlara ulaştıracaktır. Tasnifler her ne kadar hesaplanan olasılıklarla dilimlense de birden fazla kelimeyle elde edilen sonucun güçlendirilmesi gerekiyor. İnsanın farkında olmadan işlediği mantık kurgusunun Yapay Zeka’ya formüle edilmesi gerekiyor. İşleve göre, işin kendisine göre farklı farklı formüllerin Yapay Zeka’nın çalıştığı nesne tarafından algılanmış / tanımlanmış olması gerekiyor. Örneğin bir insanın gülüp gülmediğini anlayabilmesi için nesnenin gülme eyleminin nasıl formüle edildiğini bilmesi gerekiyor; aynı şekilde koşan, yürüyen ayrımlarını bilmesi gerekiyor. Nesne ne kadar çok şey bilirse o kadar çok iş yapabilir. Şimdilik kullanmış olduğumuz bu nesneler kısıtlı bir Yapay Zeka ile kısıtlı işler yapabilmekte. Kimi Google Asistan gibi sekreterlik yapıyor, kimi çalışan personellerinizin performansını çıkartıyor, kimi ise objeleri 3D olarak bilgisayara işliyor ya da 3D yazıcı ile şekillendirip baskısını yapıyor. Yapay Zeka ihtiyaç duyduğu tüm verileri doğru şekilde tanımlayıp anlamlandırmayı başardığı an verilen görevi düzgün şekilde yapabilir.

 

İnternet Bizim için mi Yoksa Nesneler için mi?

İnternet kullanıcıları genellikle tüketici olmakla birlikte tamamı kesinlikle veri de üreticidir. İnternette öylesine gezinmesi onu bir üretici kılmak için yeterlidir. Ziyaretçinin neler yaptığı, nelerle ilgilendiği, hedefleri, yaptıkları, yapmadıkları vs. tüm bunlar Yapay Zeka için işlenmesi gereken değerli bilgilerdir; eğer o kişi veri girişi (yazı, resim, video hatta ses kaydı) yapacak olsa da Yapay Zeka’nın tüm bunları birden çoğa doğru işleyip zamanı gelince kullanması gerekecektir. Fakat ulaşılan verilerin doğru şekilde yerleştirilmesi büyük bir sorun; çünkü internet kullanıcılarının tamamı veri kayıt ediciler olarak seçildiği için ortak kurallar uygulanmasında zorluklar yaşanıyor. Her bir veri neredeyse kendisine münhasır kaydedilmekte ve bu ise Yapay Zeka’nın veriyi nasıl anlamlandıracağına karar verememesine neden olabilmekte. Google, tekelleşmenin getirdiği güçle tüm internet sitelerine kendi kıstaslarını uygulatmayı başardı. Uygulamamakta ısrar edenleri ise listesinden silerek gelen verinin daha kurallı şekilde gelmesini başardı. Bu ise Google portallerinde daha düzgün translate/çeviri yapılmasını sağladı, daha kontrollü bilgileri göstermesini sağladı ve hepsinden öte kullanıcıların tek tek profillerinin çıkartılmasını sağladı. Bu işin önderliğini Google yapmakla birlikte gönüllü olarak veri aktarımı sağladığımız diğer input yaptığımız sitelerden özellikle Facebook kendi Yapay Zeka’sını geliştirerek büyük başarılar elde etti.

İnternetin yaygın şekilde kullanıldığı ve blog sitelerinin yerine geçen sosyal medya ağlarının yaygınlaştığı bu dönemde inanılmaz şekilde büyüyen Big Data’dan daha iyi nasıl verim alınacağı teknoloji firmalarının araştırma konusu olmuştur. Aslında bu tartışma 1999 yılında başlamıştı; RFID teknolojisi ile verilerin nesneler arasında birbirleriyle aktarılması düşünüldü. O zamanlarda bu fikir pek fazla ilgi görmese de nesneler arasındaki iletişim ya da Internet of Things fikri ortaya atılmıştı. Uygulamanın zorluğundan mıdır yoksa veri aktarımı sağlamanın güçlüğünden midir, bilemiyorum; bu fikir hızlı bir ilerleyiş göstermedi. Kullanımı kısıtlı alanlarda kalarak teknoloji eskimeden tüketilmiş oldu.

Internet’in yaygınlaşmasıyla birlikte sosyal medyanın içerik olarak büyümesiyle “Internet of Things / Nesnelerin İnterneti (IoT)” olarak adlandırılan kavram tekrar gündemimize geldi. Nesnelerin İnterneti’ni en fazla akıllı ev projelerinde gördük. Akıllı buzdolabı, akıllı klimalar, akıllı kameralar, akıllı kapılar olarak hayatımıza adım adım girmeye başlamışlardı. Bu araçlar internet ile bağlantı kurduktan sonra işlevsellikleri arttı. Geçtiğimiz günlerde annesi tarafından cep telefonu elinden alınan bir çocuğun, buzdolabı üzerinden twitt atması, çocuğu fenomen yapmıştı. Aynı şekilde akıllı ev aletlerinin hackerlar tarafından maniple edilmesi büyük bir güvenlik sorununu da gündemimize taşımıştı. Ev aletlerinden giyilebilir teknoloji ürünlerine kadar diğer ürünlerin de internet üzerinden Big Data’ya ulaşmasıyla Yapay Zeka’nın birbirlerine bilgi aktarımı (bildirişimi) gerçekleşmiş oldu.

Kullanım alanı olarak tek bir işlevi olan yemek çatalının faydası artık sadece yemeği tutmak değil, elde ettiği bilgileri doğru analiz ile sahibine “çok yiyorsun”, “hızlı yiyorsun”, “günlük kalorini geçtin” gibi uyarılar yapabilmesidir. Aynı şekilde parmak iziyle kimin yediği, ne zaman yediği bilgileri diğer akıllı aletlere (nesnelere) aktararak kişinin yediklerinin kaydı Big Data’da saklanmış oluyor; bu bilgiler başka nesneler aracılığıyla ulaşılabilir olacağından kişinin beslenme alışkanlığı kontrol altına tutulabilecektir. Hemen itiraz etmeyin, doktorun sağlığımız için diyet verdiğini düşünecek olursak bu akıllı nesnelerin bizler için büyük bir fırsat olduğunu anlarız(!). Veya, bir sporcunun yapması gereken egzersizlerin, aldığı-verdiği kalorilerin, sağlık sorunlarının tüm bilgisinin koç tarafından anlık kontrol edilmesi Nesnelerin İnterneti ile mümkündür.

Kendi kendilerine karar verebilmeleri için nesnelerin birbirleri ile iletişim içinde olmaları, birbirleriyle konuşup, birbirleriyle fikir paylaşımında bulunmaları gerekiyor. Zaten bunlar yapılmaya başlandı. Örneğin, trafikte nesneler birbirleriyle iletişim kurup sürücüsüne en uygun rotayı veriyorlar. Google Asistan konuştuğu muhatabının kendisi gibi bir yapay zeka asistanı olduğunu bilmeden randevuyu alıyor / veriyor. Tarımda toprağın nemliliğine göre ne kadar ve ne zaman sulanması gerektiğine karar veren nesneler insan faktörünü ya tamamen ya da kısmen ortadan kaldırmış oldular. Bunlar başarılı olan birkaç örnek; ama Facebook firmasının reklam yönetimi için yazdığı yapay zekanın birbirleriyle iletişime girdiklerinde sohbetin anlamsızlaşıp döngüye girmesi büyük bir hüsran olmuştu.

Nesnelerin İnterneti, bilgi aktarımını gerçekleştirmeleri, en basit haliyle cep telefonundan televizyona, tabletten bilgisayara bilgi aktarmada esneklik sunmaları bizlerin bu nesnelerle olan bağımızı güçlendirdi. Ne kadar çok bilgi, bizler için o kadar çok eğlence. Güzel vakit için değil, aynı zamanda medikal alanlar ve eğitim alanları da unutulmamalı. İş alanından sıçrayıp yaş, zaman düzleminden kurtulan Yapay Zeka internet ile gelen Big Data vasıtasıyla tüm insanları kendisine çekiyor. Işığın etrafında dolanan pervaneler gibi ne olduğunu tam olarak çözemediğimiz Yapay Zeka’nın ışıltısına kapılıyoruz. Kolaylıklar sunulduğunu sandığımız şeylerin bizler için birer prangalar olacağı aklımıza hiç gelmiyor. Bunları konuşmak şu an çok erken; çünkü yapay zeka henüz doğmadı.

İnsanların tekelinden alıp bilgi aktarımını, Yapay Zeka nesneler aracılığıyla yapmayı başardı. Bu kadarlık bir başarı bile bizleri büyüledi. Televizyonun ya da internetin bulunuşundan çok daha etkili bir buluş olduğunu söyleyebilirim. Yapay Zeka “Internet of Things”ten “Conversation of Things”e doğru evriliyor. İnsanlık için bilgi aktarımı bitti, ve de bu büyük yükü tamamen nesnelere mi devrediyoruz? Maymunlar Cehennemi’ni yaşamayabiliriz ama Yapay Zeka Cehennemi’ni yaşayabilir miyiz? Bu konu henüz burada bitmedi. Yapay zeka kendi aralarında “Conversation of Things”e doğru dönüşümü tamamlasa bile öğrenme becerisini elde edemedi; çünkü bizler makinalara hata yapma fırsatı vermiyoruz. Yapay Zeka’nın tek amacı doğru olanı yapmak, kendisine verilen görevi hatasız yapmaktır.





İlgili Haberler