04:11, 08 Aralık 2024 Pazar



Ana Sayfa > Hakkında |

Türkiye Enformasyon Rafinerisi Niçindir?

Enformasyon Evrimi İradesi hayretamiz şiddette bir heyecan, heves, arzu tazyiki ile yaşanıyor. Ama o evrimin icaplarını karşılayası bir cihazlanışla ancak husule gelebilir itminan vasıtalarından, vesilelerinden mahrum yaşanıyor.

Türkiye Enformasyon Rafinerisi Niçindir
Türkiye Enformasyon Rafinerisi Ne İçindir?

Enformasyon tabirini “bilişim” diye tercüme ettiler Türkçe’ye. Oysa enformasyon işinde işteşlik tesis edilebilir işlerle biliş işinin değil bilgileniş işinin bir nebze tetabukları vardı, vardır. Bilişim, iki yahut çok muhatap arasında yapılan bir fiilde ve ayrıca kişinin “mutlak kendi” bir taraf “fail kendi” bir taraf iken o fiilde halveti düşündüren bir kelime. Karşılıklı bilmek işi içinde olma halini değil ve ancak zat-ı şahsi kendi ile zat-ı fail kişi bilmek işi içinde farazen tasavvur edilebilir bu kelime sayesinde o kadar.

İki ayrı keçi tokuşabilirler. Ve her ikisinin de kendilerine has tokuşuşları da tavassur edilebilir. Ama bu, biliş kelimesinde sadece kişinin bilişi / kişini biliş meyanında sınırlıdır. Çünkü benim bilmem sayesinde ancak sizin bilmeniz muhakkak değildir. Sizin bilme işini başarmanız benim de o meyanda bilmeyi başarmama tertipli değildir keza.

İnsanlara, bu izahatımızın aksini düşündüren ve kabul ettiren; “bilgilenen iki veya daha çok insanın” o bilgi mecraında hükmen yahut fiilen hazır görülmeleridir. Bilmek ile bilgilenmek aynı fiiller değildir oysa. Bilmek zihninin işi, bilgilenmek elinin gözünün işi zira. Bilmek insanın yalnız başına yaptığı bir iştir. Bilgilenmek ise ancak en az iki kişinin işleriyle ilgili bilginin intikali hareketine iştiraki zorunlu olan bir iştir.

İzahatımızın aksine bir kabul gafleti içinde durakalışımızın bir sebebi daha var. Bilmek düşünerek başarılan bir iştir. Düşünmediği yolda bilen, bilmeyi başaran bir tekcik insan yoktur. Eskilerin tabiriyle ay altı varlıklarla değil ay üstü varlıklarla bilmeden bilmeye intikal eder zihnimiz. O yüzden (ş)+im [buradaki –im iyelik çekimi değil, fiili isimleştirme çekimi] şeklinde düşün-mek fiilini telaffuz ve ibraz etmiyoruz Türkçe’de, düşünüm ve de düşünüşüm demiyoruz yani. O yüzden bilişim ibaresi "bana ait biliş" anlamından başka bir söz olma kıymetini haiz değildir. Başından sonuna ilk menzili ve merhalesinden nihayetine, tamam edilmesine kadar kendi başımıza işlemekliğimizi tasrih ediyoruz huzurunuzda. Bundan muradımız “enformasyon rafinerisi” meramımızı tavzih etmektir. “Enformasyon Rafinerileri” bilişim tabirine karin maslahat ve tecrübelerin ikmali ve inkılabı ile alakalı değildir. Bi’t-tabi bilmek/düşünmek amelimizin bilgilenmek vasıtalarından yararlanarak bir vusuldan diğer vusula başarılı sürdürülmesiyle alakalıdır.

Yani bilgilenmeyle alakasını yitirttiğimiz ve nicedir güya moral ve güya mental potada tutakaldığımız enformatiklerin kişi bilişine tam destek veren yerindeliğe taşınması sorumluluğumuza dikkat çekiyoruz bir kere daha.

İnternet Çağı’nın insanı olduğumuzu ilan ediyor herkes. Sosyal devinimde gözlemlediğimiz nice mesele işbu ahvale tertip ediliyor. Şikayetlerimizi, tedavilerimizi, telafilerimizi, tekliflerimizi, tembihlerimizi güya moral ve güya mental potada ama gerçekte tavırlar ve edalar, meşrepler potasında çalışmakla kalıyoruz enformasyon ve sosyal devinim ilişkisini. Bu hata büyük bir mantıksızlık ve fıkhedememe illetini izhar ediyor. Kolaylıkla bi’çırpıda teşhis edilip tadat edilip vaziyet edilebilinir haller ve gaileler içre değil idi zaten beşer. Lakin şimdi “ne haldeyiz” tetkiki, muayenesi işinin zıvanası kırılmış handiyse. Neredeyse Hz. Mikail’in (aleyhisselam) vazifeleri kadar çeşitli ve çok sayıda gündemlere maruz kalıyoruz her bir tekimiz. Bir o kadarına müdahil oluyoruz, bir o kadarını ya savuşturabiliyor ya görmezden geliyoruz. Hz. Mikail’in yetkinliğine bizi yanaştıracak cihazlanmaya muhtacız belki de. Her birimizin Mikail emsal tekmile azmetmesi abes elbet, fakat Mikail emsal bir sosyal sermaye cihazlanmasını hepimiz için amade inşa edebiliriz. Maalesef iki arada bir derede analogla dijital arasında cenderede durayazmaktayken, eskinin enformatik cihazlanmalarının istidadını taşımayan yenideki “işlevi oturmamış, ne iş olsa koşturulurmuş tıynetli” cihazları mecburen kullanan NETTAŞ, WEBDAŞ türlü türlü açmazlar, çelişkiler, hatalar, ayıplar içine düşmektedir… seyrediyoruz.

Enformasyon Evrimi İradesi hayretamiz şiddette bir heyecan, heves, arzu tazyiki ile yaşanıyor. Ama o evrimin icaplarını karşılayası bir cihazlanışla ancak husule gelebilir itminan vasıtalarından, vesilelerinden mahrum yaşanıyor. Bu sapmayı, kusuru görmezden gelenlerin şikayetnamelerinden göz gözü görmüyor. Şimdiki insanın gerekleri, gerçekleri, geçerleri ile eskinin arasında hiçbir fark yoktur. Aynı şekilde bilişle işler o gerek, gerçek, geçer her ne olsalar. Fakat gerekler, gerçekler, geçerler manzumesinin malzemeleri, muhataplıkları, müdahilleri, müteallikleri yığınlar halinde şimdiye değin hiç olmadığı kadar hacim ve ağırlıkta önümüze çıkmaktadır, içimizde doğmaktadır. Demek ki dünkü muhtasar önündeki itminan derecesine, başarısına bugünkü mufassal önünde de vasıl olabilmeye bakmalıyız. O vasattaki emniyete, agahlığa, sürura, isabete yarayışlı enformatik evrimin usül ve üslubunu yitirmeden işleterek yenide yerindelik ve yeterlik donatımına azmetmelidir. Yaşadığımız cari ama mahut yersiz ve yetersiz enformatikler; bilgilenme yani bilgileşim yetkinliği formasyonuna ve teçhizatlarına sahip olmayı düşünmediğimiz yolda çoğalıyor, yayılıyor ve bizi feraha çıkarmıyor, ducrete düşürüyor.

Bilişimiz sıradüzendir. Bildiklerimizle zihnederiz, biliş işleriz. Biliş için bilgilenmiş olmalıdır. Bir diğerimiz ile birimiz arasında dolaylı ya da dolaysız bilgileşerek [intikalden intikale düşünmekliğimize benzer şekilde] bilgilenmemizi sürdürürüz. Bilgimizi bilgileşmeye taşıyan cihazlarımız da işbu suret ve keyfiyete münasip olmalıdır.

Üşenip de bi’l-ahire tasrih ederiz belki demeyelim, açıklayalım. Bilgiden bilgiye intikal ederiz. Bu esnada hazırımızdaki bilgi ile huzurunda olduğumuz bilgi arasında hizmete koşacağımız bir cihaz olarak ilgili enformatik şeylere ihtiyaç duyarız. Bilginin hazırımızda durmasına yarayışlı enformatiklere ihtiyaç duyarız. Huzuruna bizi almaya yarayışlı enformatiklere ihtiyaç duyarız bilginin. Huzurda kalmaya yarayışlı ve de yeni huzurlara istikbal etmeye yarayışlı enformatiklere ihtiyaç duyarız bilişimiz için. Bilgiyle işleyen zihnimizi intikalden intikale geçirmeye yarayışlı mihenkler olarak enformatiklere ihtiyaç duyarız. Mihenkler… sınıflama işinin mahsulleri mesela öyle anlayın siz mihenkleri ilkin. Bilgilerinizden hangilerinin mihenk teşkil ettiğini bilmekle kalmazsınız sınıflamış iseniz onları. Onlarla hangi malumat yığınının teşkilata inkılap ettiğinin şuuruna varırsınız. Böylece saymacası sahildeki kum tanelerine galip olan ilminize vaziyet edebildiğiniz bir manzara, vukuf tezahür edecektir. İşte o mihenklerin hangisinin dimağınıza alınacağını belirlemeye yarayışlı enformatiklere ihtiyaç duyarız.

Kendine öğretmek uğruna mı iştahını kandırmak uğruna mı o enformatiklere ihtiyacınız var? Bilgilenmek eğer bir fedakarlığı takdir için, ve giderek bir fedakar olarak yaşadığınız için değilse aha işte varacağınız yer bugünkü hödüklüktür.

Bizi bilgiye ulaştıran ile bizi bilgiye ulaştırana yönelten arasında birbirlerini besleyen bir ilişki vardır. Bilgiyi işlemenize yarayışlı olan şeyler ile bilgiyi işleme amacınız arasındaki o ilişki muhteva-vasıta ayırımcılığı yaptığınızı yahut bilgiyle onun taşıyıcıları/tanıştırıcıları hakkında başka şeyler olmadıklarını düşündüğünüzü belli eder. Fakat onların ne şeyler olduklarını bilmeyi irade etmekte olup olmadığınızı da o şeyler size belli eder. Enformasyon Rafinerisi şu işaret ettiğimiz biliş-bilgileniş dairesinde olup süren ihtiyaç, ilişki, cihaz evrimini istikamete çekmek için dikkatinizi çektiğimiz bir gündemdir “öğrenmek”, “anlamak” isteyene.

 





İlgili Haberler